o gözler ki vahşidir
yangın kızıllıklarıyla korkunç
kanlı bir sevdayı çoğullaştırır
karanlık kirpikleri
yangın kızıllıklarıyla korkunç
kanlı bir sevdayı çoğullaştırır
karanlık kirpikleri
göz değildirler
bir namludan fırlamış
mermi çekirdekleri
bir namludan fırlamış
mermi çekirdekleri
o gözler ki
çakmaktaki alev
zehirli hançerlerdeki uç
yakut bir avize gibi yalnızlığımızda dururlar
nereye gitsek gelir bizi bulurlar
gelir bizi bulurlar
bulurlar
çakmaktaki alev
zehirli hançerlerdeki uç
yakut bir avize gibi yalnızlığımızda dururlar
nereye gitsek gelir bizi bulurlar
gelir bizi bulurlar
bulurlar
Attila İlhan
Gözler, aynı Attila
İlhan’ın da mısralarına ilmek ilmek işlediği gibi birçok şaire ilham olmuştur. İnsan
vücudunda başka bir organ var mıdır ki üzerine bu kadar şiirler yazılsın, kalın
kitapların sayfalarını süslesin, şarkılara nağme olsun…
Başka bir parçamız var mıdır ki insan ruhunun,
sevincinin, hüznünün dışavurumu bu kadar net gerçekleşsin..
Başka bir mecra var mıdır ki konuşmadan anlaşabildiğimiz...
Aslında bakarsan
gözlerimiz insan varlığının temsiliyet halidir. Çünkü hem fiziki bütünlüğü
sağlayıp hem de ruhun aynası oluverir. Ayrıca insan kişiliği gibi tek, şahsa
münhasır. Nasıl ki insanın kendisi özelliklerinin bir kısmını başkasından almasına
rağmen özgün bir yapıya sahipse, gözleri de, yani göz irisi de renk gibi
özelliklerini genlerle taşırken şeklen kişiye özgü bir yapıya sahiptir.
Bireylerin bir araya gelerek
oluşturduğu toplumlarda yine göz irisimiz gibi özeldir. Çünkü toplumların
yaşamış olduğu bölgenin coğrafi koşulları, iklimi ve nüfus yoğunluğu gibi
birçok etken farklı özellik ve davranış biçiminin doğmasına sebep olur. Örneğin
soğuk iklimli bölgelerde yaşayanların agresif yapıya sahip olduğu gözlenirken,
sıcak iklimli bölgelerde yaşayanların daha sakin ve ılımlı olduğu gözlenmiştir.
Yani lafın özü dünyanın farklı yerlerinde yaşayan toplumların aynı şekilde
hareket etmesi, aynı şekilde tepki vermesi beklenemez. Bu yüzden dünyanın başka
bir ucunda uygulanan politikaların yine başka bir toplum üzerinde uygulanıp
başarılı olmasını beklemek hayalperestlik olacaktır. Ekonomi politikaları
için de aynı sav geçerlidir. Çünkü ekonomik gelişmeler iktisadi bireylerin ve
toplumun ortak davranışları sonucu yaşanır. Bu sebeptendir ki dengeden
uzaklaşan ekonominin tekrar rayına oturması için alınacak kararların,
uygulanacak politikaların başka toplumlardan kopyala yapıştır yapılmaması
gerekir. Toplumun ortak davranışlarının özü yine “toplum içerisinden karar
alıcılar” tarafından analiz edilip, ortaya çıkan sonuçlara göre yol haritası
çizmek daha büyük faydalar doğuracaktır. Aksi taktirde bir yabancının bize
uygulayacağı politikalar kendi memleketinden getirdiklerinden ibarettir.
Oysa biz o memleket
gibi değiliz, farklıyız. Dedim ya, aynı
gözümüz gibi… Farklıyız…
Saygılarımla…
Berkay KARAKAYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder