Narangah çiçeği Toros Dağları ile
Akdeniz kıyıları arasında kalan bölgede, ılık bahar aylarının eşsiz
gündoğumlarına güzel bir ahenk katar. Bu güzel koku anavatanındaki insanları
öyle sarhoş etmiş olacak ki “güzel koku”ya narangahın kelime kökeninden gelen “naari”
adını vermişler.
Güneydoğu Asyalılar bu anber kokunun
meyvesini de dünyaya pazarlayarak ekonomik bir fayda da elde etmişler.
Narangah meyvesi bir hayli ekşi
olmasına rağmen hızla dünyaya yayılırken İngilizler “orange”, bizde “narenciye”
adını vermişiz. Daha sonra coğrafi keşifler sayesinde bu meyvenin tatlısını
bulan Portekizliler ile birlikte bizim narangah portakal oluvermiş. Ancak yıllar
geçtikçe adı ve tadı değişen bu meyve ağacının gündoğumunda yaydığı koku asla
değişmemiş. Çünkü varlığının devamını düşünen bu ağaçlar, sabahın erken
saatlerinde yuvalarından 5 km kadar uzaklığa keşfe çıkan kaşif arıları cezbetmeye
çalışıyorlar. Yani arının sabah erken geleceğini tahmin eden
narangah(portakal), bu duruma karşı önlemini alıyor ve o saatte kokuyu yayıyor.
Ekonomi bloğunda bu kadar edebiyat
yaptıktan sonra işi para politikalarına bağlamak biraz üzücü ama mali sistem
içerisindeki karar alıcıları da aynı narangah çiçeği gibi bir zamanlama
yapmalıdır. Örneğin döviz kuru arttıktan, enflasyon yükseldikten sonra faiz
artırmak çok etki etmeyecektir. Önemli olan bunların olacağını önceden tahmin
edip, faizi de önlem olarak daha erken artırmalıdır. Aksi taktirde mevcut
durumda olduğu gibi faiz etkisiz kalacaktır.
Yapılanın doğru olması için yapılanın
kendisinden çok zamanlamasının doğru olması gerekir.
Kaşif arı sabah geliyor; narangah
çiçeği öğleden sonra koksa ne olur, kokmasa ne olur…
Saygılarımla…
Berkay KARAKAYA
KAYNAKÇA:
- http://narangga.blogspot.com/2012/03/portakaln-etimolojisi.html
- http://www.cubukhaber.com/bal-arisinin-calisma-sistemi-830yy.htm
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder