23 Temmuz 2018 Pazartesi

KİT PERSONELİNİN HUKUKİ DURUMU



Thomas Hobbes’un  Leviathan’a, yani karşısına her çıkanı yutan deniz canavarına benzettiği devletler; çeşitli sosyal ve mali sebeplerden dolayı ekonomiye müdahale ederler. Bu müdahaleyi çoğunlukla para ve maliye politikalarıyla yapan devlet bazen de bizzat kendisi piyasaya müdahil olur.
Kamu otoritesi kurduğu çeşitli ekonomik kurumlarla gerek piyasadaki aksaklıkları giderebilir, gerek piyasa tarafından yatırım yapılmayan alanlara yatırım yapabilir, gerekse de gelir elde etme amacı güdebilir.

Türkiye’de de devlet piyasaya müdahil olma işlemini Kamu İktisadi Teşebbüsleri aracılığıyla gerçekleştirir. Bu teşebbüslerde kendi içerisinde “Kamu İktisadi Kuruluşu(KİK)” ve “İktisadi Devlet Teşekkülü(İDT)” olmak üzere ikiye ayrılır. KİK olarak kısalttığımız Kamu İktisadi Kuruluşları hiçbir kâr amacı gütmeden, tamamen toplum ve kamu yararı gayesinde faaliyetlerini sürdürürken; İDT’ler serbest piyasa koşulları içerisinde, özel bir ticari işletme görünümünde devlete gelir sağlamak için çalışır. Yani KİK’ler sıradan kamu kurumu, İDT’ler ise özel işletme edasıyla hareket eder.
Sermaye sahibi devlet olan Kamu İktisadi Teşebbüsleri 399 sayılıKAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ PERSONEL REJİMİNİN DÜZENLENMESİ VE 233 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN BAZI MADDELERİNİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME” de de belirtildiği üzere bünyesinde hem 657 sayılı kanuna tabi Kamu Personeli hem de sözleşmeli personel barındırmaktadır. İstihdam edilen kamu personeli mevcut usullere göre seçilirken, sözleşmeli personellerin unvan ve sayıları Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmektedir.
KİT’lerin personel rejimini düzenleyen 399 sayılı bu KHK’da personel sınıflandırması yapılırken KİK ve İDT ayrımına girilmeksizin kamu personeli ve sözleşmeli personel çalıştırabileceği belirtilmiştir. Ancak bu ayrımı yapmamak teşebbüslerin amacına uygun rejimde personel çalıştırmaması hususunda bir açık oluşturuyor. Çünkü bu kararnameye göre kamu kurumu gibi çalışarak, kâr amacı gütmeksizin kamu yararı kollayan Kamu İktisadi Kuruluşlarının sözleşmeli personel; aynı bir ticari işletme gibi faaliyet sürdürerek kâr peşinde koşan İktisadi Devlet Teşekküllerinin ise kamu personeli istihdam etmesinin önünde bir engel bulunmuyor.
KİK’lerin gerek adının içinde kamu kelimesinin geçmesi, gerekse kamu yararı arayacak personelinin tarafsız bir tutum sergileyebilmesi açısından bünyesinde yalnızca 657 sayılı kanuna tabi kamu personeli barındırması gerekir.
İDT’lerin ise KİK’lerin aksine özel bir işletme gibi hareket etmesi kamu personeli çalıştırmasına engel teşkil etmelidir. Çünkü kamu personeli barındırdığı taktirde piyasa içerisindeki rekabeti bozar ve kendi içerisinde bürokrasi yaratarak verimliliği düşürür. Dünden bugüne hazineye yük olduğu söylenerek özelleştirme çabası içerisine sokulan İDT’lerin, anatomisine uygun, işinin ehli personel çalıştırmaları daha makuldür. Ayrıca ticari şirket olarak kabul etmemiz gereken bu kurumların çalışanları aynı özel sektördeki gibi 4857 sayılı İş Kanununa tabi olmalı ve yine bu çalışanların verimliliğini artırmak amacıyla çeşitli özlük hakları ile prim sistemleri uygulanmalıdır.
Kamu İktisadi Teşebbüslerinin amaçlarına uygun personel çalıştırarak ekonomiye dahil olması hem kamunun yararına hem de piyasanın yararınadır.

Saygılarımla…

Berkay KARAKAYA


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder